Huzurlu bir akşam için neler gereklidir? Evet bu biraz insani bir mesele gibi geliyor değil mi? Ah evet bu gerçekten de böyle. Huzur her insana göre değişen bir kavramdır neyse ki. Örnekleme yapacak olursak bana göre huzur bir bardak çay ve sessizlik olurken, bazılarına göre kokteyller, alkol, kalabalık, müzik olabilir. Peki ya huzurun temel taşı nedir? Bu sorumuzun bir cevabı var. Bunu şu şekilde açıklamak istiyorum. Huzur aslında insanın içinde ki bir duyudur. Acı da öyle korku da öyledir. Peki ya huzur duyumuzu arttırmak istersek ne yapmalıyız? Cevabı basit Pollyanna olmalıyız.
İçindekiler
Hayat belki biraz Pollyanna olmak gerektiriyor
Biliyorum. Çoğu insana göre Pollyanna mal bir kızın tekiydi. En olumsuz durumlarda bile olumlu yaklaşan mutluluk rolü oynayan sahtekarın teki. Mi? Cevabı aslında insanın genlerinde saklı. Elbette Pollyanna sadece bir çizgi karakter. Gerçek bir insan asla bir Pollyanna olamaz. Çünkü acı, korku, endişe, üzüntü duyguları olmadan bir insan parçası düşünülemez.
İnsan düşünen bir hayvandır.
Aristoteles’in çok sevdiğim bir sözü vardır. Felsefe ile ilgilenmeyen biri bile illaki duymuştur bu sözü. “İnsan düşünen bir hayvandır.” Evet. İnsan düşünmez ise mutlu olur. Belki mutlu hisseder. Ama üzüntü gibi duyguları düşünmemeye meyli arttıkça insan olma zarafetinden sıyrılır. Masum bir köpeğe dönüşebilir. Peki peki size katılıyorum. Konu biraz dağıldı. Ben burada sadece size huzuru yakalayabilmeniz için sürekli bir mutluluk arayışınızdan çıkmanız gerektiğini dile getirmek istedim sadece.
Huzur üzüntülerimizde saklıdır.
Evet bu bir gerçek. Yapılan ufak çaplı araştırmalar insanların huzurunun gelmesini üzüntü duymamaya oranla üzüntü duyan ama buna fazla kafa yormayan insanlarda daha fazla bulunduğunu söylüyor. Üzüntü yaşamayan bir insan düşünülebilir mi? Hayır. Bu yüzden doğal olun. Üzüntünüzü de yaşayın ama fazla takmayın. Demleyin çayınızı oturun ve hayatın güzelliklerini seyre dalın. Demleyecek bir çayınız bile kalmadığında bu konuyu yine tartışabiliriz.
Çayın huzura ve mutluluğa katkıları
İçinde kafein bulunduğu için elbette strese meylettirdiği yönünde bilimsel bir açıklama da bulunulabilir. Fakat İnsanı açıklamak için bilim elbette yetersiz kalacaktır. Neden mi? Çünkü insan duyguları olan ve bazen ufacık bir ayrıntı ya bile mutlu olabilen bir varlıktır. mesela her gün suladığı bitkisinin çiçek vermesini görünce mutluluktan çığlık atanları tanıyorum. Bunlardan biri de benim. Lafı dolandırmadan açıklamak isterim ki çayın insana bilimsel bir katkısı ele alınacak kadar çok değil. Fakat içindeki kafeinin getirebileceği stresin 10 katını çayı içerken yaşadığımız huzur ile defediyoruz. Farkında olmasak bile beynimiz bu sinyallere bir hayli meyilli. Bunun sebebi elbette çayın özel bir sihrinin olması değildir. Peki o zaman neden çaydan bu kadar çok bahsediyorum? Çünkü çay bize aile sıcaklığını anımsatan ufak bir ayrıntıdır. Bize yalnızken bile etrafımızda ailemiz varmış gibi hissettirip mutlu olmamız konusunda ciddi yararı olduğunu söylesem yanılmış olmam.
Kısaca Huzur insanın beyninde ki “boşver” de
Evet Bilirsiniz; John Parkin’in “S*ktir et” isimli serisinden kitapları vardır. Bu kitaplar da tam olarak boşvermeyi, insanın nasıl boşverebileceğini ve duygularını nasıl mutluluğa çevirebileceğini anlatıyor. Konumuz elbette kitabı anlatmak değil. Kısaca huzuru sadece bize gelebilecek üzüntü verici olayların bize zararını kavrayıp ardından da “S*ktir et ya, daha önce bin defa rezil oldum zaten” diyebilmeye bağlıyorum. Sizden ricam bu yazıyı okudunuz, Bitti. Şu andan itibaren yaşayacağınız tek bir stres verici olay bile olsa boşverme olayını deneyin.